Kozmolojinin temel fikirlerinden biri, yeterince büyük mesafelere bakarsanız her yönün aynı görünmesidir. NASA’n
Kozmolojinin temel fikirlerinden biri, yeterince büyük mesafelere bakarsanız her yönün aynı görünmesidir. NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve ESA’nın XMM-Newton’undan alınan verileri kullanan yeni bir çalışma, bu temel düşünceye adeta meydan okuyor.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın paylaştığına göre, bu gözlemevlerinden X-ışını verilerini kullanan astronomlar, yüzlerce galaksi kümesi ve bunların görünür özelliklerinin gökyüzünde nasıl farklılaştığını inceledi.
Bonn Üniversitesi’nden çalışmaya öncülük eden bilim insanı Konstantinos Migkas, “Kozmolojinin sütunlarından biri, evrenin izotropik olmasıdır, yani her yönde aynıdır. Çalışmalarımız, bu sütunda çatlaklar olabileceğini gösteriyor.” dedi.
Astronomlar genellikle Büyük Patlama’dan (Big Bang) sonra evrenin sürekli genişlediği konusunda hem fikirler. Bu genişleme genellikle fırınlanmış bir kuru üzüm ekmeğine benzetilir. Ekmek pişerken, galaksi ve galaksi kümeleri gibi kozmik nesneleri temsil eden kuru üzümlerin tümü, alanı temsil eden somun genişledikçe birbirinden uzaklaşır. Eşit bir karışımla, genişleme izotropik bir evrende olması gerektiği gibi her yönde eşit olmalıdır. Ancak, yeni sonuçlar bu tabloya uymayabilir.
Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nde görevli olan çalışmanın yazarlarından Gerrit Schellenberger, “Küme gözlemlerimize dayanarak, hangi yöne baktığımıza bağlı olarak evrenin ne kadar hızlı genişlediğinde farklılıklar bulmuş olabiliriz. Bu, bugün kozmolojide kullandığımız en temel dayanaklardan biri ile çelişecektir.”görüşünü paylaştı.
Bilim adamları daha önce evrenin her yönde aynı olup olmadığı konusunda birçok analiz yaptı. Bunlara patlayan yıldızların optik gözlemleri ve galaksilerin kızılötesi çalışmaları da dahil. Bu önceki çabaların bazıları, evrenin izotropik olmadığı konusunda olası kanıtlar üretti.
Yürütülen son test güçlü, yeni ve bağımsız bir teknik kullanıyor. Bir galaksi kümesini kaplayan sıcak gazın sıcaklığı ile kümenin X-ışını parlaklığı olarak bilinen X-ışınlarının miktarı arasındaki ilişkiden yararlanılıyor. Bir kümedeki gazın sıcaklığı ne kadar yüksek olursa, X-ışını parlaklığı o kadar yüksek olur. Küme gazının sıcaklığı ölçüldüğünde, X-ışını parlaklığı tahmin edilebilir. Bu yöntem, evrenin genişleme hızı dahil olmak üzere kozmolojik miktarlardan bağımsızdır.
Bilim insanları, bu tekniği kullanarak kümelerin X-ışını parlaklığını tahmin ettikten sonra, evrenin genişleme hızı da dahil olmak üzere kozmolojik miktarlara bağlı farklı bir yöntem kullanarak parlaklıkları hesapladılar. Sonuçlar, araştırmacılara tüm gökyüzünde görünür genişleme hızları verdi. Bu da, evrenin bazı yönlerde diğerlerinden daha hızlı hareket ettiğini gösteriyor.
Önerilen içerik: Astronotlar Ay’da yaşamayı öğreniyorEkip ayrıca bu çalışmayı, farklı teknikler kullanarak izotropi eksikliğinin belirtileri olan diğer grupların çalışmalarıyla karşılaştırdı. En düşük genişleme oranının yönü konusunda iyi bir uyuma varıldı.
Çalışmanın yazarları, kozmolojiyi içeren sonuçlar için iki olası açıklama getirdi. Bu açıklamalardan biri, büyük galaksi küme gruplarının birlikte hareket ediyor olabileceğidir, fakat, kozmik genişlemeden dolayı değil. Örneğin, yakındaki bazı kümelerin, diğer galaksi küme gruplarının çekimi ile aynı yönde çekilmesi mümkündür. Hareket yeterince hızlı olursa, kümelerin parlaklığını tahmin etmede hatalara yol açabilir.
Bu tür ilişkili hareketler, farklı yönlerde farklı genişleme hızlarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Astronomlar, 850 milyon ışık yılından daha kısa mesafelerde karşılıklı çekim etkisinin nesnelerin hareketini kontrol ettiği bilinen nispeten yakın galaksilerde benzer etkiler gördüler. Bununla birlikte, bilim insanları evrenin genişlemesinin, bu yeni çalışmada 5 milyar ışık yılına kadar daha büyük mesafelerde kümelerin hareketine egemen olmasını beklediler.
İkinci olası açıklama, evrenin aslında her yönde aynı olmadığıdır. Merak uyandıran bir neden, karanlık enerjinin, yani evrenin genişlemesinin hızlanmasını sağlayan gizemli kuvvetin tek başına homojen olmaması olabilir. Başka bir deyişle, farklı genişleme oranlarına yol açan X-ışınlarının, karanlık enerjinin evrenin bazı kısımlarında daha güçlü olduğunu ortaya çıkarabilir.
Bonn Üniversitesi’nden çalışmanın yazarı Thomas Reiprich, “Bu, ekmeğin içindeki maya eşit şekilde karıştırılmamışsa olur.” benzetmesini yaptı. Reiprich, bu durumun sonucunda ekmeğin bazı yerlerinde diğerlerinden daha hızlı genişleme olacağını ifade etti ve ekledi: “Karanlık enerjinin, evrenin farklı bölümlerinde farklı güçlere sahip olması, dikkat çekici olur. Bununla birlikte, diğer açıklamaların üstünü çizmek ve inandırıcı bir durum oluşturmak için çok daha fazla kanıt gerekecektir.”
Bu iki kozmolojik açıklamanın her ikisinin de önemli sonuçları olacaktır. Galaksi kümelerinin X-ışını çalışmaları da dahil olmak üzere kozmolojideki birçok çalışma, evrenin izotropik olduğunu ve burada hareket edilen mesafelerde kozmik genişlemeye kıyasla ilişkili hareketlerin ihmal edilebilir olduğunu varsayıyor.
Ekip, analizleri için 313 galaksi kümesi örneğini kullandı. Bunlardan 237’si, Chandra X-ışını Gözlemevi tarafından gözlemlendi; 76’sı ise X-ışını uzay gözlemevi olan XMM-Newton tarafından elde edildi.
Samsung, daha yüksek okuma-yazma hızları sunmasının yanı sıra ekstra güvenlik için yerleşik parmak izi sensörü içeren yeni taşınabilir SSD'sini tanıttı. Samsung'un parmak izi...
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, UBER konusunda önemli açıklamalarda bulundu. 2018 yılı...
Sony, farklı türdeki şarkılar için farklı ritimler yazabilen bir yapay zeka aracını oluşturdu. 665 adet şarkı üzerine çalışan yapay zeka aracı, farklı bateri ritimlerini yazabiliyor....