Bitcoin'i sürekli duyup, ne olduğu tam olarak kavrayamayan çok sayıda insan var. Bunun en büyük nedeni, "para" denilince akıllarda beliren bazı temel özellikler. Haliyle temel yanılgılar ve duyumların neden oluğu önyargılar mevcut. Bitcoin'in, kripto paraların, blok zincirinin ne olduğunu anlamak için biraz temelden başlamak gerek. Yazının sonunda, temel bilgilere kavuşmuş, kripto paraları diğer dolandırıcılık hikâyelerinden ayırt etmiş olacaksınız.
Dünya ekonomisi, merkezi anlayıştan uzaklaşıyor. Tarih boyunca sürekli ekonomik krizlere neden olan mevcut sistem, artan insan nüfusunun ihtiyacını artık yeteri kadar karşılamıyor. Zengin zengileşmeye, fakir fakirleşmeye devam ediyor. Ekonomik kutuplaşma şiddetlenmeye başlıyor. 1929'da yaşanan Büyük Buhran gibi, ardından büyük savaşlara neden olan ekonomik krizler var. Bunlar yakın tarihimizdeki en net göstergelerdi. Yaşanan teknolojik değişimler ve bilginin dijitalleşmesi, bizi beklenen ama öngörülemeyen değişim noktasına götürdü.
Bitcoin'in ne olduğu sorusuna gördüğünüz yüzünü anlatmakla başlayalım. Ardından bu işin arka planına, teknolojisine de yakından bakacağız.
2017'nin sonlarında 20.000 doları gören; 2018'i durgun geçirip, 2019'un ikinci yarısında yeniden gündem olan Bitcoin, temel olarak dünyanın ilk kripto parasıdır. Kripto para piyasalarında Bitcoin'e alternatif olarak gelişen Ethereum ve Ripple gibi yüzlerce birim daha bulunuyor. Bu kripto paraların her biri, aslında farklı amaçlar için geliştirilen yazılımlardan ibaret. Örneğin sadece tarımsal alışverişlerde kullanılan, çiftilere özel kripto paralar var.
Bitcoin dahil tüm kripto paraları, tıpkı borsada değerlenen şirketler gibi düşünebilirsiniz. Sadece kripto paraların fiziksel bir karşılığı yok. Sadece bilgisayarlar tarafından işlenen bilgiden ibaretler. Bu soyutlaşma, geleneksel bakış açısına güvenli değil. Ancak sizi temin ederiz ki blok zinciri, bir avuş insanın inisiyatifine kalan ekonomik sistemlerden daha güvenli. Bunun da bir sebebi var:
Blok zinciri
Elinizde içi bomboş bir defter olduğunu hayal edin. Bu defterin her sayfası "blok" olsun. Her bloğun yani sayfanın da bir numarası bulunsun. Yani sayfalar, sırası bozulmadan dizilsinler. Bu defterde bir sayfayı koparıp sırasını değiştiremezsiniz. Ayrıca bir sayfanın üzerine yazdığınız bilgileri silemezsiniz. Blok zinciri dediğimiz yazılımsal kuyruklarda da o zincirdeki halkaların yerini değiştiremez, bir halkayı zincirden çıkaramazsınız.
Bir başka örnek olarak, müzik uygulamalarındaki çalma listelerini düşünün. Bu listelere şarkı ekleyebildiğinizi, ancak şarkıların sırasını değiştiremediğinizi ve onları listeden çıkaramadığınızı hayal edin. Bir arkadışınız (yani yani blok zincirindeki bir başka kişi), listeye müzik eklemek istesin (Yani zincirin sonuna yeni bir blok eklemesi gerekiyor).
Ama önemli bir şart var: Söz konusu müzik listesini kullanan herkes, arkadaşınızın "şarkı ekleme talebine" onay vermeli. Tüm kullanıcılar onay verdiklerinde, arkadaşınızın eklediği şarkı listenin sonunda yer alıyor. Aynı şekilde siz ya da müzik listesinin diğer kullanıcıları listeye şarkı ekleyebiliyorlar.
Yani blok zincirinin kullanıcıları, diğer kullanıcıların yaptığı her işleme onay vermek zorunda.
Kısacası blok zincirindeki her bir kullanıcı, o blok zincirinin güvenliğini arttıran bir unsur. Kullanıcılar adında bu onayları veren ise bilgisayarlar ve o blok zincirine ait olan yazılımlar.
İmza yok, sistemdeki her kullanıcı, sistemin güvenliğini arttıran bir unsur olarak görev alıyor. Tekrar söylüyoruz: Blok zincirine eklenen halkaları sonradan çıkaramıyor, sıralarını değiştiremiyorsunuz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, her kullanıcısını aslında bir güvenlik unsuru haline getiren blok zinciri teknolojisi, güvenlik konusunda bambaşka bir çağ başlattı. Bitcoin ve diğer kripto paralar haricinde, blok zincirinin pek çok kullanım alanı var. Örneğin Pegasus Havayolları, uzun süredir İstanbul'daki uçuşlarının bilgilerini blok zinciri sistemiyle koruyor. Google, bulut depolama sistemlerindeki verileri blok zinciri tabanıyla korumak için çalışmalara devam ediyor. Facebook 28 şirketle ortaklık kurduğu Libra Birliği ile 2020 yılında finansal teknoloji piyasasına sert bir giriş yapacak.
Kısacası blok zinciri teknolojisi, sadece Bitcoin gibi finansal çıktılarıyla sınırlı değil. Kullanım alanı oldukça geniş.
Dolayısıyla blok zinciri tabanlı tüm ekosistemlerde güvenlik son derece üst düzeyde. Yaşanan tüm sıkıntıların arkasında ya yatırıma aracılık eden borsanın ya da kullanıcıların hatası oluyor. Ayrıca blok zincirinin bu imajını kullanarak yürütülen dolandırıcılıklar da var. İşte bu noktada iş, olayı tam olarak kavramaktan geçiyor.
2009'da Satoshi Nakomoto takma adını kullanan bir yazılımcı, internet ortamında Bitcoin adında bir sistemin duyurusunu yaptı. Bu yazılımın bir süre sonra ses getirmesinin nedeni sunduğu geniş imkanlard oldu. Nakomoto, Bitcoin için "eşler arası bir elektronik nakit sistemi" tanımlaması getirmişti. Bitcoin, zamanla tıpkı online oyunlardaki sanal paralarda olduğu gibi popülerleşti. Bu durum onun ve diğer kripto paraların ününü kullanan dolandırıcıların sayısını arttırdı. Arkasında blok zinciri tabanlı bir yazılımsal mimari bulunmadan insanları kandıran yapılar türedi. Doğal olarak, sürece bilgisi olmadan dahil olanlar hem Türkiye'de hem de tüm dünyada büyük zarara uğradılar. İşini bilip okuyan, araştıran ve sorgulayan yatırımcılar kazandılar.
Yukarıda Bitcoin ya da diğer kripto para birimlerinin her kullanıcısını bir güvenlik unsuru haline getirdiğini söylemiştik. Dolayısıyla bu sistemde bir efendi yok. Sadece sistemin geliştiricileri var. Satoshi Nakomoto'nun gerçek kimliği ise hâlâ tespit edilebilmiş değil. Belki bir kişiden değil, bir grup yazılımcıdan bahsediyoruz.
Ancak Ethereum ve Ripple gibi yüzlerce diğer kripto paranın kurucuları, amaçları, işleyiş şekilleri tamamen ortada ve şeffaf. Bu kişiler ise kripto paraların değerlerine karar vermiyorlar. Yaptıkları tek şey, sistemin imkanlarını genişletmek, yürürlülüğünü sağlamak. Örneğin merkezi Silikon Vadisi'nde bulunan Ripple, ülkemizde Akbank ile ortak. Akbank mobil uygulaması üzerinden Ripple yatırımı yapmak mümkün.
Merkeziyetçilik yok, ekonomik gidişata bir avuç insan değil, tüm kullanıcılar ve yatırımcıların ilgisi karar veriyor. Yani bir arsa, oraya birileri köprü yapacağı için değil, gerçekten güzel olduğu için değerlenebiliyor. İnternet sayesinde, tüm dünyada kullanıcıları bulunan blok zincirlerini hacklemek zor, zira merkezi bir bilgisayar da yok. Her kullanıcının sisteme entegre ettiği bilgisayarlar var. Bu bilgisayarlar da yapılan her işlemi onaylamak ve zincire yeni bir halka eklemekle görevliler.
Bitcoin, Ethereum gibi kripto paraları kazanmak için "dijital madencilik" yapmanız gerekiyor. Bunun için de bilgiyi toprak gibi kazıp anlamlı verileri zincire ekleyen bir bilgisayara ihtiyacınız var. Bu bilgisayarların işlemci gücü arttıkça, daha çok bilgiyi daha kısa sürede işleyebiliyorsunuz. Bu sırada kullandığınız yazılım, işlediğiniz bilgi kadar, bilgisayarınızın emeğini ödüllendiriyor. Kodlardan oluşan kripto para cüzdanınıza, belirli oranlarda destek payı yatırılıyor.. Çünkü siz yapılan her işlem için bir güvenlik unsuru, sistemin yaygınlaşması için çalışan bir destekçi olduğunuz, bilgi işlenmesi için zincire destek sağladığınız, dolaşımı arttırdınız. Bu sürece de genel olarak "kripto para madenciliği" adı veriliyor.
Bitcoin'in yazılımsal olarak 21 milyon adet sınırı bulunuyor. Bitcoin blok zincirindeki bilgi miktarı giderek arttığı için o bilgi yığınını işlemek zorlaşıyor. Bu nedenle giderek Bitcoin üretimi yavaşlıyor. Şu anda 17 milyon adet Bitcoin bulunuyor. Sistem giderek yavaşlayacağı için 21 milyon Bitcoin sınırına tahmini olarak 2100 yıllarda ulaşacağımız söyleniyor. Ethereum'un ise herhangi bir üretim sınırı bulunmuyor.
Sistem yavaşladıkça, bilgi miktarı artıkça işlem yapmayı kolaylaştırmak için "çatallanma" adı verilen bir yol başvuruluyor. Örneğin Bitcoin ağındaki yükü hafifletmek için çatallanma işlemi yapılmış, Bitcoin Cash verilen bir kripto para ortaya çıkmıştı. Bitcoin Cash ise artık ayrı bir blok zincirine sahip olan, farklı bir kripto para. Çatallanma işlemine, o kripto paranın yöneticileri karar veriyor, ancak bu karar diğer kullanıcıların onayından geçmeden gerçekleşemiyor. Çatal işlemi gerçekleşen ana blok zinciri, tıpkı Bitcoin'de olduğu gibi değerlenmeye devam ediyor.
Bitcoin ya da diğer kripto para birimlerine sahip olmak için ilk yapmanız gereken, güvenilir bir aracı kanal bulmak. Bu aracı kanaldan kastımız, küresel ya da yerel olarak hizmet veren kripto para alım-satım işlemi yapılan borsalar. ABD merkezli Coinbase, Hong Kong'lu Bitfinex, Çinli Binance gibi uluslarası örnekler bulunuyor. Bunun dışında doğrudan TL üzerinden çalışan yerli borsa şirketleri de var.
Bitcoin ya da herhangi bir kripto paraya yatırım yapmadan önce, aracıyı güvenmeden işlem yapmamalısınız. Ayrıca elektroni ortamdaki cüzdanınızı, soğuk depolama adı verilen teknikle saklayabilirsiniz. Böylece internet ortamındaki bilgilerin başına bir şey gelse bile soğuk deponuzdaki kripto paralarınıza zarar gelmiyor.
Akıllı telefonlar, internet ve gelişen yapay zekâ ile birlikte dijital asistanların yapabileceklerinin sayısı her geçen gün artıyor. Dijital asistanlar geliştikçe onları kullananların...
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de faaliyete başlayan YouTube Premium, ilk 3 ay ücretsiz olmasıyla olumlu tepkiler topladı. Ancak sonrası için pek de umut vadetmiyor. Aylık minimum 16,99...
Fiyatıyla üzen ancak grafikleriyle yüz güldüren Devil May Cry 5, 1 Nisan'da ücretsiz bir hayatta kalma moduyla oyuncuların karşısında olacak. ...