Haşhaşi ve Hasan Sabbah, Kim olduklarını katiyen bilemezsiniz. Onları tanıyan kişi sayısı bir elin parmağını geçmez. Hedefi olduğunuzu anladığınızda artık soluk aldığınız son saniyeler demektir. İsimleri geçtiğinde korku duygusunu çok fazla hissedilir. Onlar tarihin gördüğü ilk profesyonel suikastçilerdir. Liderleri ise bilinen isimiyle Hasan Sabbahtır. Genç, istekli, kendini geliştirmiş ve gelişmeye odaklı bir entelektüel ve insanlar tarafından dışlanmış biri.
Tarih 1090 senenini gösterdiği vakit bir vadinin uç noktalarında kalan erişilmez gözüyle bakılan Alamut kalesini ele geçirdi ve burayı kendi kalesi yaptı. Hayatındaki Emeli Selçuklu İmparatorluğunu tarih sahnesinden silmekti. Bunun nedeni, kendisinin İsmaili mezhebine bağlı bir din adamı olmasıydı. Ancak düşmanı olarak gördüğü Selçuklu devleti ise Sünni mezhebine bağlıydı. Bu iki mezhebin Kuran ı birbirinden çok değişik çevirip açıklaması ve örnek alması, Hasan Sabbah ın Selçuklu’yu tarih sahnesinden silmek istemesinin de temelini oluşturdu.
Düşmanını nasıl tarih sahnesinden silme isteği aklındayken bunu nasıl yapabilirdi? Kendisini destekleyen ve onun görüşlerini benimseyen birkaç topluluk insan vardı. Sayıları binleri aşan Silahlı güçleri veyahut binlerce altın gibi servetleri yoktu. Bu vaziyetlerini bildiğinden dolayı bir çözüm arayan Hasan Sabbah tasarınını ortaya çıkarır. İşini hakkıyla yapan ve duygularını karıştırmayan profesyonel bir fedai ekibi toplayıp yetiştirecektir. Gölge kadar görünmez ve saklı , seri ve gözü pek adamlar. çevrenine toplanıp kendisiyle beraber alınması olanaksız gözüyle bakılan Alamut kalesine gelen müritlerine, önce İsmaili mezhebinin en ince ayrıntınını, ve Sünnilere karşı savaşma ve düşman olarak görmesinin nedenlerini anlatıyordu.
İnsanları Etkileyici bir karakteri olduğu için propaganda yapmakta uzman bir kişilikti ve bununla birlikte bir büyü üstadı olarak bilinirdi. Ancak büyüyü neden ve nereden öğrendiği ve ne amaçla kullandığının sebebi bilinmiyor.
Bilgi eğitiminin hemen peşinden gelen ise yakın kavga et, çevrenini iyi izleme ve hedef olarak gördüğü kişilerin içine sızma gibi eğitimler yapılırdı. Hasan sabbah’a bağlı olan kişi sayısı az olduğu için stratejik suikastlar yapmaları gerektiğini bilen Hasan Sabbah, Bu sebepten dolayı daha sonra simgeleri olacak olan bir silah seçti.
Hasan sabbah’ın yetiştirdiği haşhaşiler yaptığı bütün suikastlar da kullandıkları Haşhaşi hançeri bir sefer sallandı mı bir daha dönüşü yoktur. Hedefinin gözlerinin gördüğü son şey bu hançerin parıltısı olur.Hasan sabbah ve haşhaşi olanlar ilk hedefini belirlemişti. Bu hedef, Selçuklu devletinin baş veziri olan Nizamı Ül Mülk oldu.
Haşhaşiler tek bir hamle bahtları olduğu için katiyen aceleci davranmazlar. Önce düşmanının etrafına sızıp güven oluşturan kişiler kimliğine bürünürler. Bu yaptıkları hamle ile hedefe yaklaşarak bütün haraketlerini izleyerek Alamut kalesinde ki Hasan Sabbah a bunu ayrıntılı bir rapor halinde gönderirler.
Hedefin hassas olduğu vaziyetleri, gün içerisinde neler yaptığı, onu savunan kişi sayısı ve giydiği zırhın zayıf noktalarına kadar dahi raporlanırdı.
Hasan Sabbah ve beyin takımı da haşhaşilerin sundukları rapora göre tasarı hazırlar ve bununla birlikte son darbeyi indirmek üzere görevi verirdi. Nizamı Ül Mülk ün sonu da bu şekilde oldu. Gece saatinde haremine doğru giderken iki sufi görünümlü kişiye selam vermek için durdu Ve Nizami ül mülkün ölümü defaatle hançerlenerek acı bir şekilde meydana geldi.
Hasan sabbahın fedaileri haşhaşiler suikasttan sonra dahi katiyen kaçmazlar. Oldukları yerde yakalanır, toplum tarafından linç edilerek, veya idam edilirlerdi. Bu onların cesaret göstergesi olarak yaptıkları bir şey olarak tarihe geçmiştir.
Düşmanlarına verdikleri ileti ise gayet açıktı.“biz ölümden korkmuyoruz, bu yüzden kaçmıyoruz” iletisi verip, tesirlerinin düzeyini çok daha fazla arttırıyorlardı. Bu vaziyet Haşhaşilerin sonunu getirmedi. Aksine giderek daha da güçlendiler. Haçlı silahlı güçlerine hem de Selahaddin Eyyubi ye dahi aman diletecek güce eriştiler.
Hasan Sabbah, yıllar sonra tarikatın başına geçen Raşurittin El Sinan bir çok erişilmez kaleyi fethederek Haşhaşilerin harekat etmeleri şart olan alanını genişletti. Sinan ismi çok duyulmamış olabilir. Fakat en az Hasan Sabbah kadar hevesli, entelektüel ve etkileyici bir adam olduğu söyleniyor.
Selçuklular ile yaşanan durumların ardından Haşhaşiler için bir başka tehdit ortaya çıkmıştı.
Selehattin eyyubi mesele oluşturuyordu. Zira Selahattinin İsmaili mezhebine inanmayı yasak kıldığı ve inananları yakalayıp çarmıha gerdirttiği bir çok tarihi evrakta geçmektedir. Bu duruma oldukça sinirlenen Sinan, Selahattin Eyyubi ye bunu bu şekilde yapmamasını söylese de Eyyubi onları reddeder ve bir silahlı güç toplayarak Suriye’deki Haşhaşi kalesine yürür. Bunun üzerine bir mesaj vermenin zamanı geldiğini anlayan Sinan, efsanevi bir planı ortaya koyar. Bugüne kadar efsaneleşmiş olan gerçek bir hikâye.
Selahattin Eyyubi bir sabah gözlerini açar ve yanındaki sandalyenin üstüne saplanmış bir hançer görür. Hançerin altında bir kağıt parçasına yazılı bir not vardır. Not ta ise şu sözler yazmaktadır. “Bu hançeri kalbine saplayabilirdik. Fakat senin hayata gözlerini yummanı istemiyoruz, bil ki ecel bizim ellerimizdir. “
Selahattin Eyyubi bu vaziyet üzerine korkar ve Haşhaşilerin kendisine ne kadar yakın olduğunu anlar ve silahlı gücünü toplayarak onlarla anlaşmaya varır. Ancak Sinan için bu ders yeterli değildir ve bir fedaiyi daha görevlendirerek gönderir. Fedainin elinde bir not vardır ve bu iletinin yalnızca Selahattin e söylenmesi gereklidir. Başka hiç kimse duymamalıdır. Sultanın yanına çıkar ve odadaki herkesin orayı ayrılmasını ister. Selahattin iki yakın savunması hariç herkesin odadan ayırılmasını ister. Zira bu iki savunma onun erkek çocukları gibidir ve onlardan hiçbir şeyi gizlemeye gerek duıymadığını söyler. Fedai “peki” der. fedai kendinden emin bir şekilde, onlara çok güveniyorsun der “Evet” diye cevaplar Selahattin, “herkesten çok güveniyorum” Ve fedai devam eder. “tamam öyleyse adamlarına beni ölümle buluşturmaları için buyur” Selahattin bunu söylese de adamları hareketsiz şekilde durarak harekete geçmez.
Bunun üzerine de “şimdi onlara seni öldürmelerini için ihtiyaç duyulan destur ve buyruğunu versem ne yaparlar” der. Ve Selahattin in en güvendiği iki savunması hançerlerini çekip Selahattin e doğru hamle yapmak için buyruk beklerler. Selahattin Eyyubi Haşhaşilerin kendisine herkesten daha yakın olduğunu bir sefer daha anlar ve ölümüne kadar İsmaili mezhebine üye kimseyi öldürmez.
Ancak Haşhaşiler için bu problem hala bitmemiştir. Haçlı imparatorluğunun kralı olan Conrad kuvvetli sert bir adamdır. Karanlığın elçilerini kendine çoktan düşman edinmiştir bile. Bir Haşhaşi gemisine el koyup, mürettebatını da tutsak almıştı. Sinan’ın ikazlarına kulak asmayıp geri adım atmaması en büyük hatası olmuştu. Zira Sinan ı reddetmek bir nebi ölüm demektir.
Sinan, haçlı kralı olan Conrad ın üssüne adamlarına sızma görevi verir. Haşhaşiler kısa müddette ortamın içine sızarak Hıristiyan rahip kılığında kendilerine kimlik bulurlar. Haçlı kralının güvenini kazanıp yanında aylar geçiren iki emin din adamı olarak görünürler. Bir akşam arkadaşının evinden çıkıp kendi evine doğru gitmekte olan kral, karşısına çıkan bu iki rahip önce Conrad a selam verir. Sonra biri kralın dikkatini dağıtır ve o anda defaatle hançer saplayarak onu öldürdüler. Bu acı ölüm haçlı silahlı güçlerini şaşkına çevirir ve Haşhaşilere ile uğraşılmaması gerektiğini kabul ederler. Zira haçlı kralı tek değildir ve Sinan kendilerine zarar veren bir çok Haçlı komutanını tarih sahnesinden yok etmiştir.
Yukarıda görmüş olduğunuz resim Assassin Creed oyunundan alınmıştır. Haşhaşiler için suikast asla önde gelen bir tercih değildi. Asıl emelleri korku salmak ve mesaj vermekti. “Bakın her yerdeyiz, bu nedenle bize karışmayın” diyorlardı. Bir defasında Sinan bir Haçlı komutanına ne kadar gözü kara olduklarını göstermek için kalenin surlarının tepesinde duran adamlarına atlamalarını söylemiştir. Bunu gören Haçlı komutanı dehşete düşerek geri adım atmıştır.
Aslında Haşhaşilerin kurucusu olan Hasan Sabbah ve tarikatı ile ilgili bilinen veya bilinmeyen ansızın fazla efsane var. Bunlar çoklukla düşmanlarının bir kara kampanyası idi diyebiliriz. Örnek verecek olursak fedailerine haşhaş içirip onlara Alamut kalesindeki hurileri gösterip cennet sunduğu ve bu şekilde motivasyon sağladığına değin hiçbir delil bulunmamaktadır. Alamut kalesinde huriler veya uyuşturucu ile bir kanıt bulunamamıştır. Ayrı olarak kale konusunda efsaneler anlatıldığı gibi cennet bahçelerinin kurulabileceği kadar büyük bir alana da sahip değildi. Bir uyuşturucu türü olan haşhaş içenler mananına gelen Haşhaşi ismi de bu gibi benzer suçlamalar ile türemiştir. Tesirleri o kadar geniş coğrafyaya dağılmıştır ki bugün haşhaşi kelimesi Avrupa dillerinde suikastçı mananına gelmektedir.
Hasan Sabbah’tan sonra gelen tarikat öncüleri suikastçıları seçerken çok zeki hareket ediyordu. Sözgelimi çok uzun boylu, göze batan yada siması anımsanacak kişileri seçmezlerdi. Daha çok sıradan ve dönüp bakılmayacak kadar değersiz görülen adamlar daha değerliydi onlar için. Bunun sebebi işleri sadece suikast gerçekleştirmek değildi. Bazen düşmanlarının hayatına girerler ve çok uzun yıllar onlardan biri gibi yaşarlardı. Ta ki öncülerinden gelen emir gelip yapılması söylenene kadar. (Bugünün istihbarat servisleri de aynı stratejisi uygular).
Bir çok imparatorluk ve komutan mücadele etse de Haşhaşi kaleleri 200 seneye yakın bir müddet ele geçirilemedi. Ancak sıra Moğal imparatorluğu gelince Haşhaşiler Alamut kalesi de dahil bir çok kaleyi ayrılmak zorunda kaldılar. Moğollar Alamut kalesini işgal etti ve içeride yer alan kitapların hepsini yaktı. Biri hariç…
Bu kitap bu güne kadar erişen ve Hasan Sabbah ın hayatını anlatıldığı bir kitaptır. Kitap ta Hasan Sabbah dağların ihtiyar adamı olarak geçiyor. Bugün Avrupalı tarihçilerde çoğunlukla bu terimi kullanırlar.
Haşhaşiler asla yok olmadı. Yer altı toplulukları asla tam manası ile bitmedi. Faaliyetlerini olmasa dahi da bugün İsmailiye mezhebinin bir alt kolu olan Nizailik te var oldukları kabul ediliyor. Merkezleri Tacikistan ın dağlarla kaplı konumlarında koşullanmış olsa da dünyanın her yerindeler.
Hasan sabbah ve haşhaşi suikastçileri
Türkçe makale özgünleştirme tarafından yapılmıştır.
Activision'ın yeni oyunu Call of Duty: Modern Warfare, çok kısa bir süre piyasaya sürülecek. Oyunun sistem gereksinimleri ise oyunseverleri, yeni bir sabit disk almaya sürüklüyor. ...
Samsung Türkiye, ünlü Türk YouTuber'ların olduğu bir video hazırlayarak Galaxy Note10'la ilgili bir tanıtım yaptı. "En eğlenceli Galaxy Note10 Unboxing" başlığıyla yayınlanan videoda,...
İnternet başında en çok süre geçiren ülkelerin listesi belli oldu. Türkiye, internet başında geçirilen süre konusunda dünya ortalamasının üzerinde yer aldı. ...